You are currently viewing Türk poli̇si̇ye romanlarında başkarakter
TÜRK POLİSİYE ROMANLARINDA BAŞKARAKTER

Türk poli̇si̇ye romanlarında başkarakter

Polisiye romanlarda kural olmamakla birlikte meydana gelen bir suçun araştırılarak çözüme kavuşturulmasında soruşturma görevi genellikle başkarakter olarak belirlenen bir dedektif ya da polis memuru, komiser, başkomiser, emniyet amiri gibi emniyet mensupları tarafından yerine getirilir. Bununla birlikte soruşturma görevinin gazeteci, mağdur edilen kişilerin yakınları ve farklı karakterlerce yerine getirildiği de görülmektedir. Diğer taraftan şunu da belirtmekte fayda var ki Sayın Erol Üyepazarcı’nın belirttiği gibi dedektif olmazsa olmazı değildir polisiye romanın. Örneğin Agatha Christie’nin On Küçük Zenci’sinde dedektif yoktur, olayların gelişmesiyle muamma çözülür.

Konuya Türk polisiye romanları açısından dedektif-emniyet mensubu bağlamında bakıldığında soruşturma görevinin başkarakter olarak bir dedektife verilmesi, Türk hukuk sisteminde dedektiflik kurumuna yer verilmemiş olması, hâlâ bir dedektiflik kanununun olmaması, dedektiflik kavramının toplumda neredeyse bir karşılığının bulunmaması; ülkemizde dedektiflerin daha çok eş takibi, çocuk takibi, adres tespiti, kayıp şahıs araştırması, marka sahteciliği araştırması gibi konularda mesai harcamaları gibi etkenler göz önünde  bulundurulduğunda inandırıcılık ve okuru romanın içine çekme konusunda yazarı zorlayacaktır.

Romanda, soruşturma görevi polis memuru, komiser, başkomiser, emniyet amiri gibi bir emniyet mensubuna verildiği takdirde başkarakteri eti kemiğe büründürecek sıkı bir araştırma ihtiyacı doğacaktır. “Bir polisin duygu ve düşünceleri nelerdir, çalışma saatleri ve koşulları nasıldır, Emniyet nasıl bir yapıdır?” sorularına cevap bulmak gerekecektir. “Emniyetin görevi nerede başlar nerede biter,  bir polis memurunun görev sınırı nereye kadar uzanır, bir Asayiş Büro polisinin ya da bir Olay Yeri İnceleme polisinin vazifesi nerede başlar nerede sonlanır?” gibi sorular da cevaplanmaya muhtaç olacaktır. Aksi takdirde ortaya çıkacak eserin ayakları tam anlamıyla yere basmayacaktır. Emniyet ve jandarmanın diğer kurumlara nazaran daha içe kapalı yapılar olduğu gerçeği göz önüne alınırsa bu bilgilere ulaşmak yazarı biraz zorlayacaktır. Tabii ki burada “Roman bir kurmacadır, polisiye roman demek polis ya da Emniyet demek değildir,” itirazı yapılabilir. Evet, bu itiraz bir noktada kabul edilebilir. Fakat bununla birlikte nasıl ki Cinayet Bürodaki herhangi bir tahkikat evrakını ya da Savcılıktaki herhangi bir fezlekeyi alıp da bir süzgeçten geçirmeden, sağlam bir kurgu oluşturmadan, iyi bir şekilde tahkiye etmeden, edebiyatın gereklerini yerine getirmeden okurun önüne sunmak doğru değilse; memleketin sosyal gerçeklerini görmezden gelip, sahicilikten tamamen uzak, ete kemiğe büründürülmemiş bir tiplemeyi okurun önüne koymak da doğru değildir. Olayı somutlaştırmak gerekirse “Ayşe Öğretmen’i” konu alan bir romanda; okuldan, sınıftan, öğrenciden, kitaptan, tahtadan, ek dersten, ara tatilden, yaz tatilinden bahsetmemek hiç kuşkusuz ki öğretmen karakterinde bir eksiklik meydana getirecektir, eğer bunlardan bahsedilmeyecekse roman Ayşe Öğretmen’i değil sadece Ayşe Hanım’ı anlatacaktır.

Nasıl ki belirtilen öğelerden bahsedildiğinde Ayşe Öğretmen ete kemiğe bürünüp daha inandırıcı bir karakter olarak ortaya çıkacaksa polislik ve emniyetle ilgili bilgiler de başkarakteri iki boyutlu karton bir karakterden üç boyutlu bir kahramana çevirecektir.

Şunu da belirtmekte fayda var ki polisiye edebiyatımızda başkarakteri dedektif ya da Emniyet mensubu olan çok başarılı romanlar mevcuttur. Ayrıca Türk polisiye romanlarında başkarakterin jandarma olarak seçilmesi de gerçeğe aykırı olmayacaktır.

Türkolog Mustafa Kalender

Mustafa Kalender kimdir?

1980 yılında Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde doğdu. 2004 yılında Kırgız-Türk Manas Üniversitesi Türkoloji (Türk Dili ve Edebiyatı) bölümünü bitirdi. 2008 yılında Merzifon Polis Meslek Eğitim Merkezini bitirerek polis memuru olarak göreve başladı ve yaklaşık on yıl polislik yaptı.

2018 yılında “İsimdeki Sır” adlı polisiye romanı yayımlandı, yazar  bu romanda Polis Memuru Barman Kara karakterini oluşturmuştur, romanda polis meslek jargonunu çok etkili bir şekilde kullandığı için birçok okur tarafından Emniyeti edebiyata taşıyan kişi olarak nitelendirilmiştir.

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum